Günümüz dünyasında tüketim bir yandan kolaylıkla gerçekleşirken, diğer yandan üretim zorluklarla boğuşuyor. Öncelikle, neden tüketmenin bu kadar kolay olduğuna dair düşüncelere bir göz atalım. Tüketim, sanki kaderimizmiş gibi önümüze seriliyor. Devasa şirketler, çalışıp alın teri dökerek maaş alan insanlardan, marketlere ve mağazalara yönlendirmemizi bekliyor. Böylece kârlarını artırıp, daha fazla üretebilmeyi amaçlıyorlar. Bu süreci reklamlarla ve gizlice dinleme yoluyla, telefonlarımızın içine sızarak yönlendiriyorlar. Ancak asıl sorun, artan tüketimle beraber azalan üretim ve artan acımasızlıkla şekilleniyor.
Bu sorunun kaynağında, satın aldığımız ürünlerin içinde yatan emeğin ve insan hikayelerinin göz ardı edilmesi yatıyor. Örneğin, giydiğimiz bir kıyafet, büyük ihtimalle Asya'nın fakir ülkelerinde, bir dolar gibi sembolik bir ücret karşılığında çalışan bir insanın emeği ile üretiliyor. Ancak tüketiciler, bunu alırken çoğu zaman ürünün gerçek maliyetini göz ardı ediyorlar. Satın alan kişiyi suçlamak anlamsız; gerçek suçlular, tüketmeye yönlendiren ve bu döngüyü sürdürenler. Ne yazık ki, bu döngü zor bir şekilde kırılabiliyor.
İkinci olarak, üretimin neden zorlaştığını anlamaya çalışalım. Üretim, tüketim kadar basit olmadığından ve genellikle emek ve düşünce gerektirdiğinden dolayı daha karmaşıktır. Örnek olarak, bir çocuk markete girip bir çikolata alıp parasını ödeyip çıkar. Ancak bu sadece bir anlık eylem olarak görünüyor. Oysaki, çikolatanın üstündeki logoyu tasarlayan kişi veya çikolatanın mükemmel bir şekilde fabrikadan çıkmasını sağlayan işçiler, bu ürün için saatlerini, hatta ömürlerini harcamış olabilirler. İşte modern dünyada tüketmek ve üretmek arasındaki en derin fark.
Görüldüğü üzere, modern zamanların tüketim odaklı yapısı, yaşamın her alanını etkiliyor ve tüketim alışkanlıklarımızı belirliyor. Üretim ve tüketim arasındaki bu dengeyi yeniden gözden geçirmek, daha sürdürülebilir ve adil bir dünya yaratma yolunda atılacak önemli bir adımdır."
***
"MODERNISM AND CONSUMER CULTURE
In the modern age, consumption comes effortlessly, while production grapples with challenges. Let's first delve into why consumption has become so effortless. It's as if consumption is our destiny. Giant corporations expect us, the ones who work and earn monthly wages, to gravitate towards markets and stores, stimulating our spending habits. This strategy aims to boost their profits and facilitate increased production. They manipulate this process through advertisements and covertly tapping into our lives via our phones to discern our needs. However, the real quandary arises from the fact that as consumption escalates, production dwindles, resulting in a heightened ruthlessness.
At the heart of this issue lies the ignorance surrounding the labor and personal stories embedded in the products we purchase. For instance, the clothing we wear is often crafted in impoverished regions of Asia, by individuals toiling away for a nominal fee, like a single dollar. Regrettably, consumers frequently overlook the true cost of these items. Blaming those who make purchases would be futile; the true culprits are those who steer us towards consumption and perpetuate this cycle. Unfortunately, breaking free from this cycle is a formidable challenge.
Secondly, let's explore why production has become more burdensome. Production, unlike consumption, is not as straightforward and frequently requires both labor and creative thinking, rendering it a more intricate process. Consider this scenario: a child walks into a store, purchases a chocolate bar, pays, and leaves. This seemingly mundane act takes only a few moments. Yet, the person who designed the logo on the packaging or the workers ensuring flawless production of that chocolate bar in factories might have invested hours, or even lifetimes, into this endeavor. This contrast exemplifies the fundamental disparity between consumption and production in our modern world.
Yorum yazarak Hürkuş Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Hürkuş Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Hürkuş Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Hürkuş Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Hürkuş Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Hürkuş Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Hürkuş Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Hürkuş Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.