Duydun mu aşk da ölmüş!

“Kirpiklerinin sayısını bilirim, gözlerine nasıl baktığımı sen düşün...”

Mantık dersi anlatıyorum 12 sınıflara, yaşları 17 .

“Akıl İlkeleri” konusunu anlatıyorum hatta tam olarak şuydu o günkü konu: “Üçüncü Halin İmkansızlığı. Testleri dağıttım. Tanrım! Birinci sorunun E şıkkı dikkatimi çekti;

Kirpiklerinin sayısını bilirim, gözlerine nasıl baktığımı sen düşün. Biz ki ÖSYM'nin yaptığı sınavlarda soruya şiir denk geldiyse ya da özlü bir söz, cevabı bulmak yerine cümlenin ruhuna kitlenip vakti boşa harcamış bir nesiliz. Şimdi gel de ders anlat. 

“Gençler birinci soruya baktınız mı?
Ne düşünüyorsunuz hatta testi bırakın ve yalnızca E şıkkına odaklanalım.  

Bir insan bir insana kirpik sayısını bilecek kadar güzel bakabilir mi?

Madem mantık dersindeyiz sizce bu durum mantıklı mı?Sevgi ve aşk böyle bir şey mi?

Bir insan bir insanı ya böyle tutkuyla sever ya da hiçbir şey hissetmez mi?

Üçüncü hal gerçekten imkansız mı?”

Al sana mantık dersi işte üstelik o günkü konuyla da fevkalade bağlantılı. Felsefeciyim en nihayetinde...

Sınıfta yorumlar havada uçuşacak  derken aksine hiç kimse konuşmadı. Tarih 21 Mart’tı. Çok net hatırlıyorum 21 Mart 2019.

“Bugün aydınlanma çemberinin kutuplardan geçtiği gün, önümüz bahar yani çiçek, böcek, kelebek buna da mı sözünüz yok yahu” dedim ve zilll!

Böyle zamanlarda zil hep yetişir. Öğretmenin heyecanı hevesi kursağında kalırken, suskun ve  yorumsuz kuşak da kendini sınıftan dışarı atarak kurtulur.

“Ah kimselerin vakti yok ince şeyler düşünmeye” der Gülten Akın. Doğrudur gençler test sınav falan odaklı başka ne düşünebilirler ki. Ama şimdi durup biz bu gençlere ne yaptık konusuna bağlayacağımı ve işi eğitim sistemine getireceğimi düşünenler şu an yazımı bırakabilir. Çünkü mevzu bambaşka...

Zira aşk ölmüş diyorum duydunuz mu?

Ne zaman öldü peki? 

Nazım’ın “Senin adını saatimin kayışına yazdım Piraye”dediğinde, aslında kayışında Vera yazıyor olduğunda mı?Abdülhak Hamit Tarhan’ın eşi için “Beraber yürürken düşecek diye tutuyordum, güldüğünde uçacak diye korkuyordum” dediği ölümün ardından 40 gün boyunca mezarına gidip üzülmekten hastalandığı, ardından “Makber” gibi kültür sanat adına muhteşem bir eser yazdığı halde üç kez daha aşık olup evlendiğinde mi? 

Sahi, ne zaman öldü aşk? 

Yaşıyor mu, yoksa can mı çekişiyor, ne dersiniz? 

Herkes sevgili, sorsan hepimiz ölüyoruz.  Aşkın ortada, ne aşk var oysa ne de sevda. Anlamından çoktan uzaklaşmış, birlikte anlamlanmışlıktan, incelikten, derin duygulardan bütünüyle kopulmuş.

“Kirpiğinin sayısını bilsin herkes birbirinin hadi” demiyorum tabii ki ama gözlerine bakıp kalbine ulaşmaktan bahsediyorum. Onun için bir kaç güzel söz, bir şiir ezberlemek, iyi kötü günde yanımda olmak, varda yokda, kederi neşeyi birlikte  paylaşmaktan bahsediyorum. Anında takipten çıkıp engellemekten değil. Bırak birlikteliği ayrılıklar bile yüz yüze değilmiş. Mevzu üzerine işin uzmanları araştırmalar yapmışlar hatta. Ayrılıklar da sanalmış artık ne yazık ki...

Hani Sezen Aksu söylüyor ya “Son Bakış” isimli şarkısında:

    Bir söz bitişi gibi, son buldu sevişler 

    Bir yaz güneşi gibi eritir hep bu terk edişler

    Bir an duruşu gibi, ömrün gidişi gibi

     Veda ederken aşk ateşi gibi söner iç çekişler 

     Aman, aman, yandım aman, kurşun gibi izler

     Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda...

                               ******

 “Sürdürülebilir Şeyler” başlıklı yazımda bahsini bir parça yapmıştım. Günümüzde sevgililik diye bilinen ve yaşanan şey tuhaf. Herkes birinin bir şeyi ama asla ilişkiye sorumluluk yüklemek çerçeve çizmek, birlikte anlamlanmak, ertesi güne plan yapmak istemiyor. Bir iyi gelme” hali tutturulmuş gidiliyor.

“An” da kalma odaklı ve modern zamanlara yenik düşmüş birliktelikler. Evliliklerse neredeyse ev arkadaşlığı niteliğinde zira sonsuz bir özgürlük ve bireysellik isteği var ve birlikte bir şeyler yapma gereğine de inanılmıyor artık... Sevgililik fast food beslenme, öyle ekmek arası işte. Haz odaklı ama sürdürülemezlikle tanımlı...  

Sözüm ona klavyede, istagramda aşkımlı, çiçekli, kelebekli ama yan yana gelindiğinde üzerine derinlikli konuşacak bir mevzuları bile yok. Daha ilişkinin başında neredeyse sözleşme yapılıyor oysa aşk bir o kadar hesapsızlıktır bence.

Neden aşık olduğuna sorsan, insan tarif edemez ama onsuz bir saat asırdır, fevkalade de obsesif bir hâldir baktığında. Neyse mesele böyle uzar gider... 

Bana sorarsanız biz  70’ler, 80’ler aşkı en güzel biçimde yaşayan kuşaktır. 90’lar milenyuma yenik düşse de yine de kıyısından yakaladı. 2000’ler ve sonrası için aşk öldü. Sevda hiç olmadı, sevgililik tanım olarak eksik anlaşıldı. Zira bizim için ayrılığın ve son bakışın bile bir anlamı vardı.      

Kavurun helvasını, eşe dosta haber salın öldü aşk! Sorsalar bana “Nasıl bilirdin aşkı” diye

“İyi bilirdim” derim. 

Hakkım, tüm acı çekip işlerime rağmen helaldir kendisine... 

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Şahsenem Parlak - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Hürkuş Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Hürkuş Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Hürkuş Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Hürkuş Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

07

Zuhal Akdoğan - Her zaman ki çok güzel anlattın.. 2000 den sonraki gençlik yapayy zekayla aşık olup chat cpt ile aşk mektubu yazacak

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 19 Kasım 23:23
08

Şahsenem P. - @Zuhal Akdoğan 07 nolu yoruma cevabı: Tesekkur ederimm.Ne yazık ki daha sonrakiler belki de bu kavramların da ne anlama geldigini bilmeyecek...

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 24 Kasım 00:42
03

Çiğdem Bankoğlu - Şahsenem muhteşem yazmışsın kalemin hep yazsın ❤️

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 31 Ekim 20:00
04

Şahsenem P. - @Çiğdem Bankoğlu 03 nolu yoruma cevabı: Çoook teşekkür ederim,mutlu oldum beğenilmesine...

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 31 Ekim 21:24
02

Arp - Evet günümüz gençliğine bakınca Aşk a allah rahmet eylesin.Gençlik karşılıklı çıkar ilişkisini aşk sanıyo. Oysaki fedakarlık yaparak hatta karşındakine hissettirmeden yaşadıklarındır aşk.Geçenlerde bir genç kız ağlıyarak dert yanmaya yanıma geldi. Özetle aşık oldum fakat aynı fedakarlığı karşı tarafta bulamıyorum v.s uzun uzadiyeden sonra cevabım ondan sana fayda yok dedim şaşırdı.sebeplerini anlattım anlamadı baha sonraki aylarda aynı ağlamaklıkla geldi bitti dedi demiştim dedi . Nasıl anladın dedi . Dedim yaşadıklarmı yaşamadın.Gençlik aşkı eğlenmek zannediyo. Aşkı onların elinden alıp artık Müzeye koymak lazım içinede yaşananları ekleyerek.Ruhuna kalemine sağlık. ARP

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 31 Ekim 14:09
05

Şahsenem P. - @Arp 02 nolu yoruma cevabı: Nasıl da güzel olmuş yorumun,tesekkur ederim canım amcam bizzat sahadan bildirmissin.Ayrılmasalardı diycem ama tecrübeyle başından sonunu görmüşsün.Evet bir "Aşiklar Müzesi" gerek,biten yiten duygulara ve aşklara....

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 31 Ekim 21:26
01

Şükran Artan - Aşk daha güzel tarif edilemezdi?Her zamanki gibi muhteşem bir yazı daha,??????. Evet günümüz gözüyle bakınca AŞK öldü galiba… “Sebep olanların gözü çıksın “ der annem. Tam da yeri sanırım.

İyiki aşkı doyasıya yaşadım, yaşıyorum diyenlerdenim ? .Bendeki aşk sonsuza kadar❤️❤️❤️

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 31 Ekim 13:37
06

Şahsenem P. - @Şükran Artan 01 nolu yoruma cevabı: Evet bu dünyadan gerçekten sevip,sevilmeden göçmek şanssizlık zira acısa da öldürmez aşk,acısı da dahil kendisine...Bunu yakalayabilene ne mutlu...Tesekkurler halamm

Yanıtla . 0Beğen . 0Beğenme 31 Ekim 21:28